Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Blog & Duyurular

Geceyi Kabusa Çeviren Huzursuz Bacak Sendromu Belirtileri

8 Mayıs 2025
Geceyi Kabusa Çeviren Huzursuz Bacak Sendromu Belirtileri

Uyku, hem fiziksel yenilenme hem de zihinsel dinlenme için yaşamsal öneme sahip bir süreçtir. Ancak bazı bireyler için geceler, dinlenme zamanı olmaktan çok uzak, sürekli rahatsızlık ve huzursuzluk hissiyle geçmektedir. Bu kişiler, özellikle bacaklarında tarif edilmesi güç bir hareket ettirme ihtiyacı, karıncalanma veya yanma hissi yaşar ve bu durum uykuya dalmalarını engelleyerek gecenin büyük kısmını uyanık geçirmelerine neden olur. Bu tablo, tıpta “Huzursuz Bacak Sendromu (HBS)” olarak adlandırılır. HBS, yaşam kalitesini düşüren, ancak sıklıkla göz ardı edilen bir nörolojik bozukluktur. Bu yazıda huzursuz bacak sendromunun belirtilerini, nedenlerini, tanı sürecini ve bilimsel temelli psikolojik yaklaşımları detaylı biçimde ele alacağız.

Huzursuz Bacak Sendromu Nedir?

Huzursuz Bacak Sendromu, tıbbi literatürde “Willis-Ekbom Hastalığı” olarak da bilinir ve genellikle bacaklarda hissedilen rahatsız edici duyumlarla karakterizedir. Bu duyumlar, hareket ettirme isteğiyle birlikte ortaya çıkar ve özellikle dinlenme veya uyku sırasında artar. Kişi hareket ettiğinde geçici bir rahatlama yaşasa da belirtiler kısa sürede yeniden baş gösterir. Uluslararası Huzursuz Bacak Sendromu Çalışma Grubu (IRLSSG), HBS’nin tanısını koyabilmek için beş ana kriterin varlığını şart koşar. Bunlar arasında bacaklarda duyusal rahatsızlık hissi, hareket ettirme dürtüsü, semptomların istirahat sırasında ortaya çıkması, hareketle geçici rahatlama ve semptomların akşam ya da gece saatlerinde şiddetlenmesi yer alır.

Klinik Belirtiler: Uyku ve Yaşam Kalitesine Etkisi

HBS’nin en dikkat çekici özelliği, kişide özellikle gece saatlerinde başlayan, dinlenme halinde artan ve hareketle geçici olarak hafifleyen huzursuzluk hissidir. Bu his çoğu zaman karıncalanma, sızlama, çekilme ya da içten gelen bir kasılma şeklinde tarif edilir. Bacakların yanı sıra nadiren kollarda da benzer belirtiler görülebilir. Uykuya geçiş sürecini ciddi biçimde zorlaştırdığı için uykusuzluk, yorgunluk, gün içinde dikkat eksikliği ve performans kaybı gibi ikincil belirtilerle de karşılaşılır.

HBS aynı zamanda bireyin sosyal yaşamını da sekteye uğratabilir. Uzun süreli oturma gerektiren etkinliklerde (örneğin sinema, tiyatro, uzun yolculuklar) kişi rahatsızlık hissiyle sürekli pozisyon değiştirmek zorunda kalabilir. Bu da bireyin sosyal izolasyon yaşamasına ve ruhsal olarak etkilenmesine neden olabilir.

Belirtilerin Özellikleri ve Ayırıcı Özellikler

Aşağıda, huzursuz bacak sendromu belirtilerini diğer benzer nörolojik durumlarla karıştırmamak adına öne çıkan ayırt edici özellikleriyle birlikte sunan bir tablo yer almaktadır:

Bu ayırt edici özellikler sayesinde HBS, diğer periferik nöropatilerden ya da kas hastalıklarından klinik olarak ayrılabilir.

BelirtiÖzellikAyırıcı Nokta
Bacaklarda huzursuzluk hissiİçsel bir hareket ettirme dürtüsüyle birlikte ortaya çıkarAğrıdan farklı olarak hareketle geçici olarak hafifler
Semptomların dinlenme sırasında başlamasıÖzellikle otururken veya yatarken belirginleşirGün boyunca aktifken belirti görülmez
Gece saatlerinde artışSirkadiyen ritim ile ilişkili olarak belirtiler akşam saatlerinde şiddetlenirGündüzleri semptom yok denecek kadar azdır
Hareketle rahatlamaKısa süreli yürüme veya esneme ile belirtilerde azalma olurPasif durumda kalındığında tekrar başlar

HBS’nin Nedenleri ve Risk Faktörleri

HBS’nin oluşumunda birden fazla biyolojik ve çevresel etkenin rol oynadığı düşünülmektedir. Kesin neden tam olarak bilinmemekle birlikte, dopamin metabolizmasındaki bozuklukların ve demir eksikliğinin önemli bir rol oynadığı yönünde güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Dopamin, beyin içinde motor hareketlerin düzenlenmesinden sorumlu temel nörotransmitterlerden biridir. Dopamin düzeylerinin bozulması, istemsiz hareketler ve huzursuzluk hissine yol açabilir. Bununla birlikte demirin, dopaminin üretiminde ve işlevselliğinde kritik rolü olduğundan demir eksikliği olan bireylerde HBS riski artmaktadır.

HBS İçin Bilinen Başlıca Risk Faktörleri:

  • Ailede HBS öyküsü (genetik yatkınlık)
  • Demir eksikliği anemisi
  • Kronik böbrek yetmezliği
  • Gebelik (özellikle son trimesterde)
  • Parkinson hastalığı
  • Diyabet
  • Antidepresan ve antihistaminik ilaç kullanımı

Bu faktörlerin varlığı, hastalığın gelişme riskini artırmakla kalmaz, aynı zamanda belirtilerin şiddetini de etkileyebilir. Özellikle gebelik döneminde östrojen düzeylerindeki artışın da HBS semptomlarını tetikleyebileceği düşünülmektedir.

Uyku, hem fiziksel yenilenme hem de zihinsel dinlenme için yaşamsal öneme sahip bir süreçtir. Ancak bazı bireyler için geceler, dinlenme zamanı olmaktan çok uzak, sürekli rahatsızlık ve huzursuzluk hissiyle geçmektedir. Bu kişiler, özellikle bacaklarında tarif edilmesi güç bir hareket ettirme ihtiyacı, karıncalanma veya yanma hissi yaşar ve bu durum uykuya dalmalarını engelleyerek gecenin büyük kısmını uyanık geçirmelerine neden olur. Bu tablo, tıpta "Huzursuz Bacak Sendromu (HBS)" olarak adlandırılır. HBS, yaşam kalitesini düşüren, ancak sıklıkla göz ardı edilen bir nörolojik bozukluktur. Bu yazıda huzursuz bacak sendromunun belirtilerini, nedenlerini, tanı sürecini ve bilimsel temelli psikolojik yaklaşımları detaylı biçimde ele alacağız. Geceyi Kabusa Çeviren Huzursuz Bacak Sendromu Belirtileri (2) Geceyi Kabusa Çeviren Huzursuz Bacak Sendromu Belirtileri

Psikolojik ve Davranışsal Etkiler

Huzursuz Bacak Sendromu sadece fiziksel rahatsızlıkla sınırlı kalmaz; bireyin ruh sağlığını da doğrudan etkiler. Sürekli uyku bölünmeleri ve dinlenememe hali, kronik yorgunluğa, irritabiliteye ve depresif belirtilere neden olabilir. Bazı bireylerde, HBS semptomlarının getirdiği çaresizlik hissi, sosyal geri çekilmelere, özgüven kaybına ve anksiyete bozukluklarına yol açabilir. Özellikle gece boyunca defalarca uyanan bireyler, sabah yorgun kalktıkları için gün boyunca zihinsel performanslarında belirgin düşüş yaşar. Bu durum, iş ve akademik yaşamda da ciddi aksamalara neden olur. Bkz: Duygusal Baskı Bedensel Ağrı

Tanı Süreci: Gözlem ve Ölçüm

HBS tanısı genellikle hastanın klinik öyküsüne dayanır. Spesifik bir laboratuvar testi olmamakla birlikte, bazı destekleyici yöntemler tanıyı güçlendirmede kullanılır. Uyku laboratuvarlarında yapılan polisomnografi ile bacak hareketlerinin sıklığı izlenebilir. Ayrıca, kandaki ferritin düzeyine bakılarak demir eksikliği saptanabilir. Nörolojik muayenede başka bir hastalığın belirtilerine rastlanmazsa ve yukarıda belirtilen beş ana tanı kriteri karşılanıyorsa HBS tanısı konulabilir. Bkz: Stres Yönetimi Teknikleri ve Pratik Öneriler

Psikolojik Destek ve Davranışsal Yaklaşımlar

HBS’nin tedavisinde temel yaklaşım, öncelikle altta yatan nedenlerin (örneğin demir eksikliği) düzeltilmesidir. Ancak fiziksel tedaviye ek olarak, psikolojik destekleyici terapiler de önem taşır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), uyku hijyeninin düzenlenmesi ve stres yönetimi konularında etkili sonuçlar vermektedir. Stres, belirtileri tetikleyebildiği için gevşeme teknikleri, nefes egzersizleri ve meditasyon gibi yaklaşımlar HBS semptomlarının hafiflemesine yardımcı olabilir.

Davranışsal öneriler arasında yatmadan önce ağır egzersiz yapmamak, kafein ve alkol tüketiminden kaçınmak, uyku öncesi ılık duş almak gibi alışkanlıklar yer almaktadır. Bu öneriler, hem bacaklardaki duyusal rahatsızlığı azaltmakta hem de uykuya geçişi kolaylaştırmaktadır. Bkz: Huzursuz Bacak Sendromu Nedir: Psikolojik ve Fiziksel Temelleri

Sonuç

Huzursuz Bacak Sendromu, çoğu zaman göz ardı edilen ancak bireyin yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyen bir sağlık sorunudur. Özellikle gece saatlerinde artan belirtiler nedeniyle uyku bölünmeleri, gün boyu yorgunluk ve zihinsel performans düşüklüğü gibi sonuçlara yol açabilir. Biyolojik nedenlerin yanı sıra psikolojik etkenlerin de dikkate alınması, tedavi sürecinin etkinliğini artırmaktadır. Uykusuzluğun kronikleşmesini önlemek ve bireyin ruhsal bütünlüğünü korumak için HBS’ye yönelik farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Zamanında tanı ve bütüncül tedavi yaklaşımları sayesinde bu rahatsızlığın etkileri büyük ölçüde azaltılabilir.

Ancak, bu yaklaşımlar bireysel olarak değil, uzman bir hekim kontrolünde ve yönlendirilmesiyle uygulanmalıdır. Psikolojik destek çalışmaları yalnızca alanında uzmanlaşmış klinik psikologlar tarafından yürütülmeli, fizyolojik yöntemler ise ilgili sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda değerlendirilmelidir.

Kaynakça:

  1. Allen RP, Picchietti DL, Garcia-Borreguero D, et al. Restless legs syndrome/Willis-Ekbom disease diagnostic criteria: updated IRLSSG consensus criteria. Sleep Med. 2014.
  2. Trenkwalder C, Paulus W, Walters AS. The restless legs syndrome. Lancet Neurol. 2005.
  3. Earley CJ, Connor JR. Iron and restless legs syndrome. Sleep Med. 2005.
  4. Garcia-Borreguero D, et al. Management of restless legs syndrome: an updated algorithm. Mov Disord. 2017.
  5. Winkelman JW. Clinical overview of restless legs syndrome (RLS). J Clin Psychiatry. 2006.