Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Blog & Duyurular

Depresyon Nedir ve Belirtileri Açısından EMDR Terapisinin Etkinliği

9 Ağustos 2025
Depresyon Nedir ve Belirtileri Açısından EMDR Terapisinin Etkinliği

Depresyon, günümüzde milyonlarca insanı etkileyen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilen bir ruh sağlığı durumudur. Bu durum, yalnızca geçici bir üzüntü hali değil, beynin kimyasal dengesini, düşünce kalıplarını ve davranışları derinden etkileyen karmaşık bir rahatsızlıktır. Son yıllarda, depresyon ile başa çıkmada geleneksel yaklaşımlara ek olarak Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) terapisi umut verici sonuçlar göstermektedir.

Depresyon Nedir?

Depresyon, kişinin ruh halini, düşüncelerini, davranışlarını ve fiziksel sağlığını etkileyen ciddi bir mental sağlık durumudur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyon, dünya çapında engellilik nedenlerinin başında gelmektedir ve yaklaşık 280 milyon insanı etkilemektedir.

Depresyonun Ana Türleri

Majör Depresif Bozukluk (MDB): En yaygın depresyon türüdür ve günlük yaşamı ciddi şekilde etkiler.

Persistan Depresif Bozukluk: Kronik depresyon olarak da bilinen bu tür, hafif ama uzun süreli belirtilerle karakterizedir.

Hastalık İlişkili Depresyon: Kronik hastalıklar, kanser veya kalp hastalığı gibi tıbbi durumlarla birlikte ortaya çıkar.

Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu: Belirli mevsimlerde, özellikle kış aylarında ortaya çıkan depresyon türüdür.

Depresyonun Belirtileri

Depresyon belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak bazı ortak özellikler bulunmaktadır:

Duygusal Belirtiler

  • Sürekli üzüntü ve umutsuzluk hissi
  • Kayıtsızlık ve ilgi kaybı
  • Suçluluk ve değersizlik duyguları
  • Yoğun kaygı ve endişe
  • Öfke patlamaları
  • Kendine zarar verme düşünceleri

Fiziksel Belirtiler

  • Yorgunluk ve enerji eksikliği
  • Uyku bozuklukları (uykusuzluk veya aşırı uyuma)
  • İştah değişiklikleri
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Baş ağrısı ve kas ağrıları
  • Sindirim sorunları

Davranışsal Belirtiler

  • Sosyal izolasyon
  • Performans düşüklüğü
  • Kişisel bakım ihmaली
  • Karar verme zorluğu
  • Günlük aktivitelerde azalma

Depresyon ve Travma İlişkisi

Bilimsel araştırmalar, depresyon ile travmatik yaşantılar arasında güçlü bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Olumsuz yaşam deneyimleri, hem psikolojik hem de biyomedikal patolojilere katkıda bulunabilir. Bu ilişki, EMDR terapisinin depresyon vakaları üzerindeki etkinliğini açıklayan temel faktörlerden biridir.

Travmanın Depresyon Üzerindeki Etkisi

  • Çocukluk çağı travmaları erişkin depresyonu riskini artırır
  • Kronik stres beyin kimyasını değiştirir
  • İşlenmemiş anılar depresif belirtileri tetikleyebilir
  • Travmatik olaylar öz değer algısını olumsuz etkiler

EMDR Terapisi Nedir?

EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), 1987 yılında Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen, başlangıçta travma sonrası stres bozukluğu için tasarlanmış bir psikoterapötik yaklaşımdır. Bu terapi, Adaptif Bilgi İşleme Modeli‘ne dayanmaktadır.

EMDR’nin Temel Prensibi

EMDR teorisine göre, psikolojik rahatsızlıkların çoğu işlenmemiş rahatsız edici anıların bir belirtisidir. Bu anılar EMDR terapisiyle işlendiğinde, rahatsızlık çözülür ve bozukluk iyileşir. Terapi sırasında, kişi rahatsız edici anıyı düşünürken çift yönlü uyarıma (genellikle göz hareketleri) maruz kalır.

EMDR’nin 8 Aşaması

1. Öykü Alma ve Planlaması: Kişinin geçmişi ve mevcut durumu değerlendirilir.

2. Hazırlık: Kişiye terapi süreci anlatılır ve gevşeme teknikleri öğretilir.

3. Değerlendirme: Hedef anı ve ilişkili olumsuz inançlar belirlenir.

4. Duyarsızlaştırma: Çift yönlü uyarım ile anının işlenmesi sağlanır.

5. Yerleştirme: Olumlu inançların güçlendirilmesi.

6. Beden Tarama: Fiziksel duyumların kontrol edilmesi.

7. Tamamlama: Seansın güvenli bir şekilde sonlandırılması.

8. Yeniden Değerlendirme: Bir sonraki seansta ilerlemenin değerlendirilmesi.

EMDR’nin Depresyon Üzerindeki Etkinliği: Bilimsel Kanıtlar

Kapsamlı Meta-Analiz Bulgıları

2024 yılında yayınlanan kapsamlı bir meta-analiz, EMDR’nin depresyon üzerindeki etkinliğini değerlendirmek amacıyla 25 randomize kontrollü çalışmayı ve toplam 1042 katılımcıyı (522 EMDR, 520 kontrol) incelemiştir.

Ana Bulgular:

  • EMDR’nin depresyon belirtilerini azaltmada anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur (Hedges’ g = 0.75)
  • Depresyonun şiddeti, EMDR’nin etkinliğinin önemli bir belirleyicisi olarak tespit edilmiştir
  • Ağır depresyonda daha büyük etki gözlenmiştir (etki boyutu 0.99)
  • Hafif-orta depresyonda orta düzeyde etki saptanmıştır (etki boyutu 0.46)

Randomize Kontrollü Çalışmalar

Uzun Süreli Depresyon Çalışması: İngiltere’de yapılan bir fizibilite çalışmasında, uzun süreli depresyonu olan kişilerde EMDR’nin uygulanabilirliği test edilmiştir. Çalışma, EMDR’nin uzun süreli depresyon vakalarında uygulanabilir olduğunu ve gelecek araştırmalar için umut verici sonuçlar gösterdiğini bildirmiştir.

Komiorbid Depresyon Çalışmaları: TSSB için yapılan dört randomize kontrollü çalışma, eş tanılı depresyonda da önemli iyileşmeler bildirmiştir. Bu bulgular, EMDR’nin travmayla ilişkili depresyon vakalarında özellikle etkili olabileceğini göstermektedir.

Karşılaştırmalı Etkinlik Çalışmaları

EMDR vs. Bilişsel Davranışçı Terapi: Araştırmalar, EMDR’nin travma odaklı BDT ile karşılaştırıldığında, TSSB belirtilerinin azaltılmasında eşit etkinlik gösterdiğini, ancak depresyon belirtilerini azaltmada EMDR’nin üstünlük sağladığını göstermektedir.

EMDR vs. İlaç Yaklaşımları: Bazı çalışmalar, EMDR’nin belirli durumlarda ilaç yaklaşımlarından daha etkili sonuçlar verdiğini bildirmektedir.

EMDR’nin Depresyonda Çalışma Mekanizması

Adaptif Bilgi İşleme Modeli

EMDR’nin depresyon üzerindeki etkinliği, beyindeki bilgi işleme süreçleriyle açıklanmaktadır:

Çalışan Bellek Teorisi: Göz hareketleri çalışan belleği meşgul ederek, rahatsız edici anıların canlılığını ve duygusal yükünü azaltır.

Hafıza Yeniden Konsolidasyonu: EMDR, olumsuz anıların yeniden işlenmesine ve daha uyumsal bir şekilde saklanmasına yardımcı olur.

Bilateral Stimülasyon: Beynin her iki yarım küresini aktive ederek, travhttps://ayaktangelensaglik.com/dogum-sonrasi-depresyonmatik anıların entegrasyonunu kolaylaştırır.

Nörobiyolojik Değişimler

Araştırmalar, EMDR’nin beynin çeşitli bölgelerinde değişikliklere neden olduğunu göstermektedir:

  • Amygdala aktivitesinde azalma
  • Prefrontal korteks işlevlerinde iyileşme
  • Hipokampüs fonksiyonlarında düzelme
  • Stres hormonlarında azalma

EMDR’nin Depresyondaki Avantajları

Hızlı Etki

EMDR genellikle geleneksel terapi yöntemlerinden daha hızlı sonuç verir. Tek bir rahatsız edici olay için 3-6 seans, daha karmaşık durumlar için 8-12 seans yeterli olabilir.

Ev Ödevi Gerektirmez

Diğer terapi türlerinden farklı olarak, EMDR genellikle seanslar arası yazılı ödev veya günlük tutma gerektirmez.

Daha Az Stresli

EMDR, travmatik olayları tekrar tekrar anlatmayı gerektirmez, bu da süreci daha az stresli hale getirir.

Geniş Yaş Aralığı

Çocuklar, ergenler ve yetişkinlere uygulanabilir. Özellikle çocuklarda daha hızlı sonuç verir.

EMDR’nin Depresyondaki Uygulama Alanları

Travma İlişkili Depresyon

Çocukluk çağı travmaları, fiziksel veya cinsel istismar, ihmal deneyimleri sonucu gelişen depresyon vakalarında özellikle etkilidir.

Kayıp ve Yas Depresyonu

Sevilen birinin kaybı sonucu gelişen komplike yas ve depresyon durumlarında kullanılabilir.

İkincil Travmatik Stres

Dolaylı travma maruziyeti sonucu gelişen depresif belirtilerde etkili olabilir.

Kronik Depresyon

Uzun süreli depresyon vakalarında geleneksel yaklaşımlara ek olarak kullanılabilir.

Farklı Popülasyonlarda EMDR Uygulaması

Çocuk ve Ergenler

EMDR’nin çocuk ve ergenlerde uygulanmasına yönelik araştırmalar, bu yaş grubunda da etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle travma geçmişi olan çocuklarda depresif belirtilerin azaltılmasında başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Yaşlı Bireyler

Yaşlı bireylerde depresyon sıklıkla yaşam boyu biriken travmatik deneyimlerle ilişkilidir. EMDR, bu popülasyonda da umut verici sonuçlar göstermektedir.

Komorbid Durumlar

Depresyonla birlikte anksiyete, TSSB veya madde kullanım bozukluğu olan kişilerde EMDR’nin etkinliği çeşitli çalışmalarda desteklenmiştir.

EMDR’nin Sınırlılıkları ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Uygun Aday Seçimi

EMDR her depresyon vakası için uygun olmayabilir. Özellikle travma geçmişi olmayan, sadece biyolojik faktörlere bağlı depresyon vakalarında etkinliği sınırlı olabilir.

Uygulayıcı Yeterliliği

EMDR’nin etkili olabilmesi için terapistin uygun eğitim ve sertifikasyon almış olması kritik önemde taşır.

Güvenlik Önlemleri

Şiddetli depresyon, psikotik özellikler veya intihar riski yüksek olan vakalarda dikkatli değerlendirme ve gerektiğinde diğer müdahalelerle birlikte uygulanmalıdır.

Güncel Araştırma Eğilimleri

Kombinasyon Yaklaşımları

EMDR’nin geleneksel depresyon yaklaşımları ile kombinasyonu konusunda artan araştırma ilgisi bulunmaktadır.

Teknolojik Entegrasyon

Sanal gerçeklik ve dijital platformlar kullanılarak EMDR uygulamaları geliştirilmektedir.

Grup EMDR Uygulamaları

Bireysel seanslardan farklı olarak grup formatında EMDR uygulamaları araştırılmaktadır.

Online EMDR

COVID-19 pandemisi sonrası online EMDR uygulamalarının etkinliği araştırılmaktadır.

Gelecek Araştırma İhtiyaçları

EMDR’nin depresyondaki etkinliği konusunda umut verici bulgular olmakla birlikte, bazı alanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır:

Metodolojik İyileştirmeler

  • Daha büyük örneklem büyüklükleri
  • Uzun süreli takip çalışmaları
  • Çift kör randomize kontrollü çalışmalar
  • Standardize edilmiş değerlendirme araçları

Mekanizma Araştırmaları

  • Nörogörüntüleme çalışmaları
  • Biyobelirteç analizi
  • Optimal seans sayısı ve sıklığı
  • Bilateral stimülasyon türlerinin karşılaştırılması

Özel Popülasyonlar

  • Kültürel farklılıkların etkisi
  • Yaş gruplarına özgü protokoller
  • Komorbid durumların yönetimi
  • Sosyoekonomik faktörlerin etkisi

Pratik Uygulama Önerileri

Değerlendirme Süreci

EMDR uygulaması öncesinde kapsamlı bir değerlendirme yapılmalıdır:

  • Depresyon şiddeti ve süresi
  • Travma geçmişi analizi
  • Komorbid durumların değerlendirilmesi
  • Motivasyon ve uyum kapasitesi

Hazırlık Aşaması

  • Kişiye EMDR süreci detaylı olarak anlatılmalı
  • Beklentiler gerçekçi şekilde belirlenmeli
  • Baş etme stratejileri öğretilmeli
  • Güvenlik planı oluşturulmalı

Süreç Yönetimi

  • Düzenli değerlendirmeler yapılmalı
  • Yan etkilerin takibi sağlanmalı
  • Gerektiğinde diğer yaklaşımlarla entegrasyon
  • Sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi

Sonuç

EMDR terapisi, depresyon vakaları üzerinde umut verici sonuçlar gösteren, bilimsel olarak desteklenen bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Özellikle travma geçmişi olan depresyon vakalarında, geleneksel yaklaşımlara etkili bir alternatif veya tamamlayıcı olarak kullanılabilir.

2024 yılında yayınlanan kapsamlı meta-analiz, EMDR’nin depresyon belirtilerini anlamlı şekilde azalttığını ve özellikle ağır depresyon vakalarında daha büyük etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu bulgular, EMDR’nin depresyon sahasındaki potansiyelini güçlü şekilde desteklemektedir.

Bununla birlikte, her bireyin kendine özgü ihtiyaçları olduğu ve EMDR’nin her depresyon vakası için uygun olmayabileceği unutulmamalıdır. Başarılı sonuçlar için uygun aday seçimi, deneyimli terapist ve uygun uygulama koşulları kritik önemde taşır.

Gelecekte yapılacak araştırmalar, EMDR’nin depresyondaki etkinliğini daha da netleştirecek ve optimal uygulama protokolleri geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Bu yaklaşım, mental sağlık alanında depresyonla mücadelede yeni ufuklar açmaya devam etmektedir.

Ancak, bu yaklaşımlar bireysel olarak değil, uzman bir hekim kontrolünde ve yönlendirilmesiyle uygulanmalıdır. Psikolojik destek çalışmaları yalnızca alanında uzmanlaşmış klinik psikologlar tarafından yürütülmeli, fizyolojik yöntemler ise ilgili sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda değerlendirilmelidir.


Kaynakça

Behnammoghadam, M., Alamdari, A. K., Behnammoghadam, A., & Darban, F. (2015). Effect of eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) on depression in patients with myocardial infarction (MI). Global Journal of Health Science, 7(6), 258-262.

de Bont, P. A., van den Berg, D. P., van der Vleugel, B. M., de Roos, C., de Jongh, A., van der Gaag, M., & van Minnen, A. (2016). Predictive validity of the Trauma Screening Questionnaire in detecting post-traumatic stress disorder in patients with psychotic disorders. British Journal of Clinical Psychology, 55(4), 441-455.

Hase, M., Balmaceda, U. M., Hase, A., Lehnung, M., Tumani, V., Huchzermeier, C., & Hofmann, A. (2015). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) therapy in the treatment of depression: A matched pairs study in an inpatient setting. Brain and Behavior, 5(6), e00342.

Jongh, A. D., Amann, B. L., Hofmann, A., Farrell, D., & Lee, C. W. (2019). The status of EMDR therapy in the treatment of posttraumatic stress disorder 30 years after its introduction. Journal of EMDR Practice and Research, 13(4), 261-269.

Kim, Y. J., Lee, J. H., & Park, S. H. (2024). The efficacy of eye movement desensitization and reprocessing treatment for depression: A meta-analysis and meta-regression of randomized controlled trials. Journal of Clinical Medicine, 13(18), 5633.

Shapiro, F. (2018). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) therapy: Basic principles, protocols, and procedures (3rd ed.). Guilford Press.

Valiente-Gómez, A., Moreno-Alcázar, A., Treen, D., Cedrón, C., Colom, F., Pérez, V., & Amann, B. L. (2017). EMDR beyond PTSD: A systematic literature review. Frontiers in Psychology, 8, 1668.

van den Berg, D. P., de Bont, P. A., van der Vleugel, B. M., de Roos, C., de Jongh, A., Van Der Gaag, M., & van Minnen, A. (2015). Prolonged exposure vs eye movement desensitization and reprocessing vs waiting list for posttraumatic stress disorder in patients with a psychotic disorder: A randomized clinical trial. JAMA Psychiatry, 72(3), 259-267.

Wood, E., & Ricketts, T. (2013). Is EMDR an evidenced-based treatment for depression? A review of the literature. Journal of EMDR Practice and Research, 7(4), 225-235.