Aldatılma ve Aşk Acısı: Cinsel Dürtü Bozukluk Terapileri

İçindekiler
Aldatılma, bireylerin en derin duygusal yaralanmalarından biri olarak kabul edilir. Güvenin sarsılması, özsaygının zedelenmesi ve yoğun stres tepkileri gibi psikolojik sonuçlar doğurabilir. Aşk acısı ise bireyin psikolojik ve fizyolojik sağlığını ciddi şekilde etkileyerek uzun süreli travmalara yol açabilir (Perilloux & Buss, 2008). Bu yazıda, aldatılmanın psikolojik nedenleri ve aldatılma ve aşk acısının altında yatan nedenler, cinsel dürtü bozuklukları ile ilişkisi ve bu durumlarla başa çıkmada kullanılan bilişsel davranışçı terapi (BDT), göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR), refleksoloji gibi gevşeme teknikleri ele alınacaktır.
Aldatmanın Psikolojik Nedenleri
Aldatmanın birçok psikolojik ve biyolojik sebebi bulunmaktadır. Evolutionary psychology teorilerine göre, erkekler ve kadınlar farklı nedenlerle aldatma eğiliminde olabilir. Erkekler daha çok cinsel çeşitlilik arayışı nedeniyle aldatırken, kadınların aldatma motivasyonu daha çok duygusal yakınlık ve tatmin eksikliğiyle ilişkilendirilmektedir (Buss & Shackelford, 1997). Ayrıca, bağlanma stilleri de aldatma davranışlarını şekillendiren önemli faktörlerdendir. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, duygusal bağlanmaktan kaçınarak aldatmaya daha yatkın olabilirler (Miller et al., 2004).
Bireyin geçmiş travmaları, erken çocukluk dönemindeki bağlanma problemleri ve düşük özsaygı da aldatmaya zemin hazırlayan unsurlar arasındadır (Levine & Heller, 2010). Aynı zamanda, bireyin çocukluk döneminde gördüğü ebeveyn ilişkileri, sadakat algısını ve aldatmaya yönelik tutumlarını da etkileyebilir.
Cinsel Dürtü Bozuklukları ve Aldatma
Cinsel dürtü kontrol bozuklukları, bireyin cinsel dürtülerini yönetememesi ve kontrolsüz davranışlar sergilemesi ile karakterizedir. Hiperseksüalite ve kompulsif cinsel davranışlar, bu tür bozukluklara örnek olarak gösterilebilir (Kafka, 2010). Yapılan araştırmalar, hiperseksüel bireylerin partnerlerine karşı sadakat sorunu yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir (Reid et al., 2012).
Cinsel dürtü bozuklukları, genellikle serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği ile ilişkilidir. Özellikle, ödül sisteminde bozulmalar yaşayan bireylerde cinsel dürtü kontrolü daha zayıf olabilir (Voon et al., 2014). Bu durum, aldatmanın sadece ahlaki veya duygusal bir mesele olmadığını, aynı zamanda nörobiyolojik temelleri olan bir olgu olduğunu ortaya koymaktadır.
Aldatılmanın Yol Açtığı Stres ve Travma
Aldatılma sonrası yaşanan stres, bireyde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomları yaratabilir (Fink, 2015). Aldatılan bireyler, sürekli olarak partnerlerinin sadakatsizliğini hatırlatan düşünceler, uyku bozuklukları ve anksiyete yaşayabilirler. Bu tür travmaların bireyin genel yaşam kalitesini düşürdüğü ve bazen depresyon gibi daha ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceği bilinmektedir (Gordon et al., 2008).

Aldatılma Sonrası Terapi Yöntemleri
Aldatılmanın yol açtığı psikolojik travmaları veya aldatılmanın psikolojik nedenleri aşmak için birçok terapi yöntemi kullanılmaktadır.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), aldatılma sonrası bireyde oluşan olumsuz inançları değiştirmeye yönelik etkili bir yöntemdir (Beck, 2011). BDT, bireyin kendisi hakkında olumsuz düşüncelerini fark etmesine ve bunları daha sağlıklı düşünce kalıplarıyla değiştirmesine yardımcı olur. Yapılan çalışmalar, BDT’nin aldatılma sonrası yaşanan depresyon ve anksiyeteyi azaltmada etkili olduğunu göstermektedir (Doss et al., 2005).
EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)
EMDR terapisi, travmatik olayların beyinde yeniden işlenmesine yardımcı olarak olumsuz duygusal yükü azaltır (Shapiro, 2017). Aldatılma sonrası TSSB belirtileri gösteren bireylerde EMDR terapisi, geçmişin olumsuz etkilerini azaltarak bireyin yeni bir perspektif kazanmasını sağlar (Hoge et al., 2011).
Refleksoloji ve Gevşeme Teknikleri
Fiziksel ve zihinsel rahatlamayı sağlayan refleksoloji, stresin azaltılmasında etkili bir tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak önerilmektedir (McCullough et al., 2018). Yapılan çalışmalar, refleksolojinin kaygıyı azalttığını ve bireylerin daha huzurlu hissetmelerini sağladığını göstermektedir.
Sonuç olarak:
Aldatılma ve aşk acısı, bireyin duygusal, bilişsel ve fiziksel sağlığı üzerinde derin etkiler bırakabilen karmaşık psikolojik süreçlerdir. Bu tür deneyimler, bireyin özsaygısını zedeleyerek depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve güvensizlik gibi olumsuz psikolojik sonuçlara yol açabilir. Aldatılmanın psikolojik ve biyolojik nedenlerini anlamak, yalnızca bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumda sadakat, güven ve bağlılık kavramlarının nasıl şekillendiğini analiz etmek açısından da önemlidir.
Cinsel dürtü kontrol bozuklukları, bireyin dürtüsel davranışları yönetmesini zorlaştırarak aldatma eğilimini artırabilmektedir. Ancak, aldatmanın yalnızca biyolojik ve psikolojik faktörlerle açıklanamayacağı; toplumsal, kültürel ve bireysel dinamiklerin de dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle, aldatma sonrası yaşanan psikolojik travmaların ele alınması sürecinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin aldatılma sonrası geliştirdiği olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yönelik etkili bir yöntemdir. EMDR terapisi, özellikle aldatma sonucu gelişen travmaların duyarsızlaştırılması ve bireyin sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmesi açısından önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, gevşeme teknikleri ve refleksoloji gibi tamamlayıcı yaklaşımlar, bireyin fiziksel ve zihinsel rahatlamasını sağlayarak stresin azalmasına katkıda bulunmaktadır.
Ancak, bu yaklaşımlar bireysel olarak değil, uzman bir hekim kontrolünde ve yönlendirilmesiyle uygulanmalıdır. Psikolojik destek çalışmaları yalnızca alanında uzman klinik psikologlar tarafından yürütülmeli, fizyolojik yöntemler ise ilgili sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda değerlendirilmelidir.
Kaynakça
- Beck, J. S. (2011). Cognitive behavior therapy: Basics and beyond. Guilford Press.
- Buss, D. M., & Shackelford, T. K. (1997). Susceptibility to infidelity in the first year of marriage. Journal of Research in Personality, 31(2), 193-221.
- Doss, B. D., Simpson, J. A., & Christensen, A. (2005). Why do couples seek marital therapy? Professional Psychology: Research and Practice, 36(6), 608-614.
- Fink, B. (2015). The psychology of infidelity: Why partners stray and how to deal with it. Psychology Today.
- Gordon, K. C., Baucom, D. H., & Snyder, D. K. (2008). Treating couples recovering from infidelity: An integrative approach. Journal of Clinical Psychology: In Session, 64(11), 1339-1359.
- Hoge, C. W., Riviere, L. A., Wilk, J. E., Herrell, R. K., & Weathers, F. W. (2011). The prevalence of PTSD in military personnel. The Journal of the American Medical Association, 306(5), 543-552.
- Kafka, M. P. (2010). Hypersexual disorder: A proposed diagnosis for DSM-V. Archives of Sexual Behavior, 39(2), 377-400.
- Levine, A., & Heller, R. (2010). Attached: The new science of adult attachment and how it can help you find—and keep—love. Penguin.
- McCullough, J. E., Liddle, S. D., Sinclair, M., Close, C., & Hughes, C. M. (2018). The effects of reflexology on stress. Complementary Therapies in Clinical Practice, 31, 19-24.
- Shapiro, F. (2017). Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) therapy: Basic principles, protocols, and procedures. Guilford Publications.