Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Sosyoloji Psikoloji Akademisyeni
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Sosyoloji Psikoloji Akademisyeni
Blog & Duyurular

Bilişsel Davranış Terapisi Nedir? Nasıl Yapılır Teorik Temelleri

Bilişsel Davranış Terapisi Nedir? Nasıl Yapılır Teorik Temelleri

Bilişsel Davranış Terapisi (BDT), psikoterapi alanında en yaygın kullanılan ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış terapi yöntemlerinden biridir. Temel olarak, bireylerin düşünce, duygu ve davranışları arasındaki etkileşimi anlamalarına ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar (Beck, 1976). BDT, depresyon (Bkz: Hafif Depresyon Belirtileri ve Depresyon Nedir?), anksiyete bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (Travma Terapisi Sürecini Adım Adım Anlamak) ve birçok psikiyatrik rahatsızlıkta etkili bir terapi yöntemi olarak kabul edilmektedir (Hofmann et al., 2012). Bu yazıda, BDT’nin temel ilkeleri, teknikleri ve etkinliği üzerine kapsamlı bir inceleme ele alınmıştır.

Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) Nedir & Teorik Temelleri

BDT, temelde iki ana psikolojik kuram üzerine inşa edilmiştir: Bilişsel Teori ve Davranışçı Teori.

Bilişsel Teori

Bilişsel teori, bireylerin olayları nasıl algıladığının, onların duygusal ve davranışsal tepkilerini doğrudan etkilediğini öne sürer. Aaron T. Beck’in geliştirdiği bu model, insanların olayları çarpık düşünce kalıplarıyla değerlendirebileceğini ve bunun psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceğini öne sürer (Beck, 1967). Bilişsel çarpıtmalar arasında şu tür hatalı düşünce kalıpları yer alır:

  • Siyah-beyaz düşünme (ya hep ya hiç tarzı düşünme)
  • Aşırı genelleme (tek bir olayın genellenerek tüm hayatı etkileyen bir sonuç olarak görülmesi)
  • Kişiselleştirme (olumsuz olayların tamamen kişinin hatası olarak algılanması)
  • Felaketleştirme (olayların en kötü sonucu doğuracağına inanma) (Burns, 1980).

Davranışçı Teori

Davranışçı teori, öğrenme süreçlerinin insan davranışlarını nasıl şekillendirdiğini inceler. BDT, özellikle Klasik Koşullanma (Pavlov, 1927) ve Edimsel Koşullanma (Skinner, 1953) gibi öğrenme kuramlarından etkilenmiştir. Bu yaklaşıma göre, bireyin problemli davranışları, öğrenilmiş ve pekiştirilmiş tepkilerden kaynaklanmaktadır ve yeni, sağlıklı davranışlarla değiştirilebilir.

Bilişsel Davranış Modeli

BDT’nin temel modeli, bireylerin düşünce-duygu-davranış döngüsüne sıkıştıklarını savunur. Örneğin, depresyonda olan bir kişi, “Ben başarısız biriyim” gibi olumsuz düşünceler geliştirdiğinde, bu düşünceler ümitsizlik duygusuna neden olabilir ve kişi bu nedenle hiçbir şey yapmamak gibi kaçınma davranışları sergileyebilir (Beck, 1976). BDT, bu döngüyü kırarak bireylerin daha işlevsel düşünce ve davranışlar geliştirmesini amaçlar.

Bilişsel Davranış Terapisi Teknikleri

BDT, bireyin olumsuz düşünce ve davranışlarını değiştirmeye yönelik çeşitli teknikleri içerir. Bu tekniklerden bazıları şu şekildedir.

Bilişsel Yeniden Yapılandırma

Bilişsel yeniden yapılandırma, bireyin otomatik olumsuz düşüncelerini fark etmesini ve bunları daha işlevsel düşüncelerle değiştirmesini amaçlayan bir tekniktir (Beck, 1976). Terapi sürecinde danışanlar, bilişsel çarpıtmalarını tanımayı ve bunlara meydan okumayı öğrenirler.

Davranışsal Aktivasyon

Depresyon tedavisinde sıkça kullanılan davranışsal aktivasyon, bireyin keyif aldığı veya anlamlı bulduğu etkinliklere katılımını artırmayı hedefler. Bu teknik, bireyin hayatındaki olumlu deneyimlerin sayısını artırarak depresif belirtileri azaltmayı amaçlar (Jacobson et al., 2001).

Maruz Bırakma Terapisi

Anksiyete ve fobiler için kullanılan maruz bırakma terapisi, bireyin korktuğu uyaranlara kademeli olarak maruz kalmasını sağlayarak korkularının azalmasını hedefler (Foa & Kozak, 1986).

Düşünce Günlüğü Tutma

Danışanların, günlük yaşantılarında yaşadıkları olayları ve bu olaylara verdikleri bilişsel tepkileri kaydederek düşünce kalıplarını analiz etmeleri sağlanır (Padesky & Greenberger, 1995).

Problem Çözme Becerileri Geliştirme

Bireylerin karşılaştıkları sorunlara daha etkili çözüm bulmalarını sağlamak amacıyla kullanılan bir tekniktir. Bu yöntemde, problem çözme basamakları öğretilerek bireyin problemle başa çıkma kapasitesi artırılır (D’Zurilla & Goldfried, 1971).

Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) nedir, psikoterapi alanında en yaygın kullanılan ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış terapi yöntemlerinden biridir. Temel olarak, bireylerin düşünce, duygu ve davranışları arasındaki etkileşimi anlamalarına ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar (Beck, 1976). BDT, depresyon, anksiyete bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve birçok psikiyatrik rahatsızlıkta etkili bir terapi yöntemi olarak kabul edilmektedir (Hofmann et al., 2012). Bu yazıda, BDT’nin temel ilkeleri, teknikleri ve etkinliği üzerine kapsamlı bir inceleme ele alınmıştır.

Bilişsel Davranış Terapisi’nin Etkinliği

BDT’nin etkinliği üzerine yapılan araştırmalar, bu terapi yönteminin birçok psikolojik bozukluğun tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir.

Depresyon: BDT’nin depresyon tedavisinde antidepresan ilaçlar kadar etkili olduğu ve uzun vadede nüks oranlarını azalttığı gösterilmiştir (DeRubeis et al., 2005).

Anksiyete Bozuklukları: BDT, panik bozukluk, sosyal anksiyete ve yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde yüksek başarı oranlarına sahiptir (Hofmann & Smits, 2008).

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travma odaklı BDT, TSSB belirtilerinin azalmasında önemli rol oynamaktadır (Resick et al., 2008).

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): BDT’nin özellikle maruz bırakma ve tepki önleme teknikleri, OKB tedavisinde etkili bulunmaktadır (Abramowitz, 1996).

Sonuç olarak

Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) nedir sorusunun yanıtı, kanıta dayalı psikoterapi yaklaşımlarının başında gelmekte olup, depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi birçok psikiyatrik rahatsızlığın tedavisinde etkinliği kanıtlanmış bir yöntemdir. BDT, bireylerin düşünce, duygu ve davranışlarını bilinçli bir şekilde düzenlemelerine yardımcı olarak psikolojik iyilik hallerini artırırken, problem çözme becerilerini geliştirmelerine ve stresle başa çıkma mekanizmalarını güçlendirmelerine de katkı sağlamaktadır. Gelecekte, daha geniş kitlelere ulaşması ve terapi süreçlerinin bireysel ihtiyaçlara göre daha uyumlu hale getirilmesiyle, ruh sağlığı alanında daha etkili ve sürdürülebilir çözümler sunması beklenmektedir.

Ancak, bu yaklaşımlar bireysel olarak değil, uzman bir hekim kontrolünde ve yönlendirmesiyle uygulanmalıdır. Psikolojik terapiler, yalnızca alanında uzman klinik psikolog ve terapistler tarafından yürütülmeli, fizyolojik yöntemler ise ilgili sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda değerlendirilmelidir.

Kaynakça

  • Abramowitz, J. S. (1996). The effectiveness of treatment for obsessive-compulsive disorder: A meta-analysis. Behaviour Research and Therapy, 34(5-6), 431-464.
  • Beck, A. T. (1967). Depression: Clinical, experimental, and theoretical aspects. University of Pennsylvania Press.
  • Beck, A. T. (1976). Cognitive therapy and the emotional disorders. International Universities Press.
  • Burns, D. D. (1980). Feeling good: The new mood therapy. William Morrow.
  • DeRubeis, R. J., Hollon, S. D., Amsterdam, J. D., Shelton, R. C., Young, P. R., Salomon, R. M., … & Gallop, R. (2005). Cognitive therapy vs medications in the treatment of moderate to severe depression. Archives of General Psychiatry, 62(4), 409-416.
  • Hofmann, S. G., & Smits, J. A. J. (2008). Cognitive-behavioral therapy for adult anxiety disorders. Journal of Clinical Psychology, 65(5), 621-631.