Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Psikoloji; İletişim, İlişkiler
Blog & Duyurular

Dikkat Çekme İhtiyacının Psikolojisi: Histriyonik Kişilik Bozukluğu

25 Eylül 2025
Dikkat Çekme İhtiyacının Psikolojisi: Histriyonik Kişilik Bozukluğu

Histriyonik kişilik bozukluğu (HPB), dramatik-duygusal kümeye dâhil edilen ve bireylerin sosyal ilişkilerinde aşırı duygusallık, dikkat çekme ve onay arayışı ile tanımlanan bir kişilik bozukluğudur (American Psychiatric Association [APA], 2013). Bu bozuklukta kişiler, başkalarının ilgisini sürekli olarak üzerlerinde tutmak için yoğun çaba gösterir, duygularını abartılı biçimde ifade eder ve ilişkilerini çoğunlukla yüzeysel düzeyde sürdürür (Torrico, French, Aslam, & Shrestha, 2024).

Histriyonik eğilimlerin kökeni yalnızca bireysel özelliklerle açıklanamaz; biyolojik yatkınlık, çocukluk dönemi deneyimleri, toplumsal ve kültürel faktörler birlikte rol oynar. Özellikle sosyal medya çağında “görünür olma” ve “onaylanma” ihtiyacı, bu kişilik yapısındaki bireylerin davranışlarını besleyen bir toplumsal zemin oluşturur (Savci, Turan, & Griffiths, 2021). HPB, sadece dışsal ilgi arayışı olarak değil; benlik algısı, duygusal düzenleme kapasitesi ve ilişkisel dinamikler üzerinden değerlendirilmesi gereken karmaşık bir yapıdır.

Bu nedenle, histriyonik kişilik bozukluğunu anlamak için biyolojik, psikososyal ve bilişsel şemaların birlikte incelenmesi, terapötik müdahalelerde ise entegre yaklaşımların kullanılması kritik önem taşır.  Histriyonik kişilik bozukluğunun gelişiminde çok sayıda etken rol oynar. Bu yazımızda biyolojik, psikososyal ve bilişsel başlıklar altında olası nedenler geniş biçimde ele alınmaktadır.

Biyolojik ve Genetik Faktörler

HPB’nin genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceğine dair bulgular mevcuttur. Aile çalışmaları, kişilik bozukluklarının aile içinde kümelenme eğilimini desteklemektedir (Perrotta, 2021). Temperament boyutları açısından, yüksek dışa dönüklük, ödül arayışı ve düşük zarardan kaçınma gibi özelliklerin HPB’de daha sık görüldüğü bildirilmiştir (Torrico et al., 2024). Ayrıca limbik sistem ve prefrontal korteks arasındaki etkileşim bozukluklarının duygusal regülasyonu zorlaştırarak dramatik davranışları tetikleyebileceği öne sürülmektedir (Novais, Araújo, & Godinho, 2015).

Çocukluk Dönemi Deneyimleri

Çocuklukta tutarsız ebeveyn ilgisi, aşırı ödüllendirme veya duygusal ihmal, bireyin dikkat çekme davranışlarını pekiştirebilir. Ebeveynlerin çocuğu fiziksel görünüşü veya eğlenceli tavırları üzerinden ödüllendirmesi, “görünür olduğum sürece değerliyim” inancını güçlendirebilir (Perrotta, 2021). Duygusal istismar veya cinsel travma öyküleri, bireyin dramatik ve manipülatif stratejiler geliştirmesine zemin hazırlayabilir.

Bilişsel ve Şematik Yapılar

Bilişsel modeller, HPB’li bireylerin “ilgi görmezsem değersizim” veya “çekiciliğim onaylanmazsa yalnız kalırım” gibi çekirdek inançlara sahip olduklarını öne sürer (Novais et al., 2015). Bu inançlar, sosyal ortamlarda sürekli dikkat çekmeye yönelik davranışların oluşmasına neden olur. Beck’in bilişsel kuramına göre, dramatik davranışlar başkalarını etkileme ve onay alma stratejisi olarak öğrenilmiş bir tepkidir.

Kültürel ve Toplumsal Etkiler

HPB tanısının tarihsel kökeni, özellikle kadınlarda daha sık konulmasına yol açan cinsiyetçi önyargılar içerir (Novais et al., 2015). Günümüzde ise sosyal medya ve popüler kültür, görünürlük ve beğeni arayışını teşvik ederek bu kişilik örüntüsünü pekiştirir (Savci et al., 2021). Bu bağlamda kültürel normlar, histriyonik eğilimlerin biçimlenmesinde önemli rol oynar.

Tedavi Yaklaşımları

Histriyonik kişilik bozukluğunun tedavisi uzun vadeli, çok boyutlu ve disiplinler arası bir yaklaşım gerektirir.

Psikodinamik Terapi

HPB’nin temelinde yer alan bilinçdışı çatışmaların, çocukluk dönemi deneyimlerinin ve kimlik bütünlüğü sorunlarının ele alınmasına odaklanır. Terapist, dramatik davranışların ardındaki onay ve sevgi ihtiyacını anlamaya çalışır ve bireyin içsel çatışmalarını fark etmesine yardımcı olur (Deligöz & Karaaziz, 2025).

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

BDT, dramatik düşünce kalıplarının tanımlanması ve yeniden yapılandırılmasına yöneliktir. Dikkat çekme davranışlarının tetikleyicileri belirlenir ve daha işlevsel sosyal beceriler geliştirilir (Deligöz & Karaaziz, 2025). Ayrıca, duygusal aşırılıkları kontrol altına almak için duygu düzenleme teknikleri öğretilir. Bkz: Kuşaklararası Travma: Ailenizden Size Miras Kalan Görünmez Yükler

Üçüncü Dalga Terapiler

Şema terapisi, kabul ve kararlılık terapisi (ACT) ve diyalektik davranış terapisi (DBT), bireyin duygularını kabullenmesine, farkındalığını artırmasına ve psikolojik esneklik geliştirmesine yardımcı olur. Bu yöntemler, özellikle dürtü kontrolü ve ilişkisel farkındalık kazandırmada etkilidir.

Grup ve Aile Terapisi

Yapılandırılmış grup terapileri, sosyal becerilerin gelişimine katkı sağlayabilir; ancak dramatik davranışların tetiklenme riski nedeniyle dikkatle yürütülmelidir (Verywell Mind, 2025). Aile terapisi, çocukluk döneminde oluşan işlevsel olmayan dinamikleri anlamak için önemli bir destek sağlar. Bkz: İlişkide İletişim ve Aile Danışmanlığı Önemi

Farmakolojik Destek

HPB için spesifik bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, eşlik eden depresyon veya anksiyete durumlarında antidepresanlar ve duygu durum düzenleyiciler kullanılabilir (Perrotta, 2021). Ancak ilaç tedavisi tek başına yeterli değildir ve genellikle psikoterapi ile birlikte uygulanır.

Terapötik Müdahale ve Klinik Yaklaşımlar

HPB’nin tedavisinde entegratif ve uzun soluklu bir terapi planı, en etkili ve sürdürülebilir sonuçları sağlayan yöntemlerden biridir. Psikodinamik terapiler, bireyin geçmiş yaşantılarından gelen nesne ilişkilerini, ayrılık kaygılarını ve onay arayışlarını anlamasına yardımcı olurken; Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), düşünce–duygu–davranış döngüsünü düzenleyerek daha gerçekçi bilişsel şemaların gelişmesine katkıda bulunur (Beck et al., 2015). Üçüncü dalga terapiler—özellikle Şema Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ve Diyalektik Davranış Terapisi (DBT)—duygusal regülasyon, farkındalık ve öz-şefkat becerilerini geliştirerek uzun vadeli iyileşme olasılığını artırır (Young et al., 2003; Hayes et al., 2016). Grup terapileri ve kişilerarası terapi (IPT) ise sosyal becerileri güçlendirerek yalnızlık ve onay arayışına yönelik daha işlevsel başa çıkma stratejileri kazandırabilir.

Toplumsal ve Kültürel Boyut

HPB’nin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kültürel olarak da şekillenen bir bozukluk olduğu unutulmamalıdır. Günümüzde medya kültürü, sosyal medya platformları ve popüler kültür, “görünürlük”, “beğeni” ve “onay” mekanizmalarını teşvik ederek dikkat çekme davranışlarını normalleştirebilmekte ve HPB semptomlarının pekişmesine zemin hazırlayabilmektedir (Twenge & Campbell, 2018). Bu bağlamda, bireysel terapötik müdahalelerin yanı sıra, medya okuryazarlığı, öz-değer gelişimini destekleyen eğitim programları ve toplumsal farkındalık kampanyaları da koruyucu ruh sağlığı açısından kritik öneme sahiptir.

HPB’nin etiyolojisi ve tedavi süreçleri, boylamsal ve kültürler arası çalışmalarla daha derinlemesine incelenmelidir. Özellikle farklı toplumlarda onay arayışı, narsisistik eğilimler ve toplumsal cinsiyet rollerinin HPB’nin klinik görünümüne etkisini değerlendiren araştırmalar, yeni tedavi protokollerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Sonuç olarak, histriyonik kişilik bozukluğunun yalnızca klinik değil, aynı zamanda sosyokültürel bir fenomen olduğu kabul edilmeli; psikolojik esneklik, sağlıklı özdeğer ve işlevsel ilişki kurma becerilerini destekleyen bireysel ve toplumsal müdahaleler önceliklendirilmelidir.

Sonuç olarak;

Histriyonik kişilik bozukluğu (HPB), dikkat çekme, dramatik davranış ve yoğun duygulanım ile karakterize edilen; yalnızca bireysel düzeyde değil, sosyal, kültürel ve toplumsal bağlamda da ele alınması gereken karmaşık bir psikopatolojik yapıdır. Bu bozukluk, bireyin özdeğer algısını, kimlik bütünlüğünü ve kişilerarası ilişkilerindeki dengeyi derinden etkileyerek hem içsel çatışmaları hem de dışsal etkileşimleri sürekli olarak besler. HPB’nin etiyolojisi genetik yatkınlık, erken dönem bağlanma örüntüleri, çocukluk travmaları, aile içi iletişim biçimleri ve toplumsal onay kültürü gibi çok boyutlu faktörlerle ilişkilidir (American Psychiatric Association, 2022; Livesley, 2018). Dolayısıyla, yalnızca semptom yönetimine odaklanmak yerine, bireyin gelişimsel öyküsünü ve içinde bulunduğu sosyokültürel bağlamı da dikkate alan bütüncül yaklaşımlar gerekmektedir.

Ancak, bu yaklaşımlar bireysel olarak değil, uzman bir hekim kontrolünde ve yönlendirilmesiyle uygulanmalıdır. Psikolojik destek çalışmaları yalnızca alanında uzmanlaşmış klinik psikologlar tarafından yürütülmeli, fizyolojik yöntemler ise ilgili sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda değerlendirilmelidir.

Kaynakça

  • American Psychiatric Association. (2022). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed., text rev.). APA Publishing.
  • Beck, J. S., Freeman, A., & Davis, D. D. (2015). Cognitive therapy of personality disorders (3rd ed.). Guilford Press.
  • Hayes, S. C., Strosahl, K. D., & Wilson, K. G. (2016). Acceptance and commitment therapy: The process and practice of mindful change (2nd ed.). Guilford Press.
  • Livesley, W. J. (2018). Integrated treatment for personality disorder: A modular approach. Guilford Press.
  • Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2018). The narcissism epidemic: Living in the age of entitlement. Atria Books.
  • Young, J. E., Klosko, J. S., & Weishaar, M. E. (2003). Schema therapy: A practitioner’s guide. Guilford Press.
  • American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: Author.
  • Deligöz, A., & Karaaziz, M. (2025). A review of common therapeutic approaches in the clinical intervention of histrionic personality disorder. ISPEC International Journal of Social Sciences & Humanities, 9(2), 140–156. https://doi.org/10.5281/zenodo.15773941
  • Novais, F., Araújo, A., & Godinho, P. (2015). Historical roots of histrionic personality disorder. Frontiers in Psychology, 6, 1463. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2015.01463
  • Perrotta, G. (2021). Histrionic personality disorder: Definition, clinical profiles, differential diagnosis and therapeutic framework. Open Journal of Psychiatry & Allied Sciences, 12(1), 1–10.
  • Savci, M., Turan, M. E., & Griffiths, M. D. (2021). Histrionic personality, narcissistic personality, and problematic social media use: Testing of a new hypothetical model. International Journal of Mental Health and Addiction. https://doi.org/10.1007/s11469-021-00589-0
  • Torrico, T. J., French, J. H., Aslam, S. P., & Shrestha, S. (2024). Histrionic personality disorder. In StatPearls. StatPearls Publishing.