Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Sosyoloji Psikoloji Akademisyeni
Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer
Sosyoloji Psikoloji Akademisyeni

Anksiyete

Anksiyete, endişe, evham ve korkular gibi birçok psikolojik sorunun temelinde yer alır ve bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir. İlk kez stresli bir durumla karşılaşıldığında, örneğin işten çıkarılma, matem, evi taşımak ya da aşırı kafein tüketimi gibi durumlarda kaygı gelişir. Bu, vücudun erken uyarı sistemidir ve tehlikeye karşı bir alarm mekanizmasıdır. Sağlıklı bireyler bu alarm mekanizmasını devreye sokarak sorunlarla başa çıkabilirken, bazı insanlar için bu süreç daha karmaşık hale gelir. Eğer kaygı belirtileri günlük yaşamı sürdürmeyi engelliyorsa, bu durumda anksiyete bozukluğu gelişmiş olabilir.

Anksiyete ve Ritüel Davranışlar

Anksiyete, bireyleri bazı ritüel davranışlar geliştirmeye itebilir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bu durumun en sık görülen örneklerinden biridir. Örneğin, 42 yaşındaki iki çocuk annesi A.Ş., belirli sayma ritüelleri gerçekleştirmediğinde çocuklarının zarar göreceği saplantısına sahipti. Bu ritüel, zihinsel acıyı hafifletirken aynı zamanda OKB’nin etkisini artırarak bir geri besleme döngüsü oluşturuyordu.

OKB’nin kurbanlarına dayattığı saplantılar genellikle kirlenme korkusu gibi gerçek bir tehdit algısına dayanır. Ancak, bu tehditlerin değerlendirilmesinde beyin mekanizmalarındaki bozukluklar etkili olabilir. Bu durum, henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da Tourette Sendromu ile bağlantılı olabilir.

Tourette Sendromu ve Anksiyete

Tourette Sendromu, istemsiz tiklerle karakterize nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromla bağlantılı OKB vakaları, bireylerin hayatında ciddi zorluklara yol açabilir. Örneğin, bir İngiliz çocuk, yol şeritleri üzerinden yürümek zorunda hissettiği takıntılı davranışını ihmal ettiğinde, 11 Eylül saldırılarından kendisini sorumlu tutarak travma geçirmiştir.

Rahatsızlıkların Tedavisinde Refleksoloji

Rahatsızlık verici olaylar beyinde izole olmuş bir anı ağı olarak depolanabilir ve bireyin psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu durumu çözmek için tamamlayıcı tıp yöntemleri etkili olabilir. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, anksiyete ve panik atak bozukluğu tanısı konan bireylerin hemen antidepresan ilaçlara yönlendirilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Araştırmalar, bilişsel davranış terapisi (CBT) ve refleksoloji gibi tamamlayıcı terapilerin, ilaçlardan daha etkili sonuçlar verebildiğini göstermektedir.

Refleksolojinin Anksiyete Üzerindeki Etkileri

Refleks terapinin anksiyete ve mide bulantısını hafifletmede etkili olduğu bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir. Canberra Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, refleks terapinin hızlı bir şekilde rahatlama sağladığını göstermiştir. Avrupa’da yapılan başka çalışmalar ise, refleks terapinin stres bağlantılı anksiyeteyi ve ağrıyı azaltmada etkili olduğunu ortaya koymuştur. Doç. Dr. Şenbursa, profesyonel bir terapistten alınacak refleksoloji seanslarının bireylerin stres seviyesini düşürerek rahatlama sağlayabileceğini ve birçok ağrının azaltılmasına yardımcı olabileceğini belirtmektedir.

Kaynaklar

  1. M. M. Robertson ve A. E. Cavanna, “The disaster was my fault”, Neurocase, 13, 2007, 446-451.
  2. Canberra Üniversitesi ve Avrupa’daki refleksoloji çalışmaları.
  3. Şenbursa, G., Refleksolojinin anksiyete tedavisindeki etkileri üzerine değerlendirmeler.